Pretty Woman

Önce Haftasonum, cumartesi evdeydik birara cocuklarla cıktık dışarıya sonra abimlerin meşhur parkına uğradık eve geldik banyolar yapıldı ve direkt yatıldı, sade ve öz. Pazar yine erken kalkıldı ama içimden bir şeyler yapmak ama evde kalmak geçti nedense evime doyamadığım için olabilir. Mehmetimle beraber kıştan aldığım Tefal dondurma makinası ile çilekli sorbe yaptık, sonrasında cuma pazarından aldığım yeşil incirlerden reçel yaptım, yemek yaptım ve cocuklar uyudu. ben de fırsat bu fırsat spor yaptım yine koşu bantında ve HIMYM i izlemeye çalıştım ama internetim sağolsun yavaşladıkça yavaşladı. Yavuz uyandı ve spor bitti, mehmet uyandı vs derken Yıldırım alıp çocukları çıktı aksi takdirde bayılacaktım sıcaktan ve yorgunluktan ki kaldı ki kanepeye yayıldım ve Pretty Womanı açtım en son bir yıl oluyor galiba izleyeli diyerek, yine heycanla ağzım açık izledim. Julia Robertsin güzelliğine mi bakayım Richard Geerin yakışıklılşığına mı bakayım şaşırdım ve aşk hikayesinin duruluğu sadeliği. Biryanda da zamanımızda olsa böyle bir durum onu düşündüm olamaz dedim üzüldüm. Çok iyi muhteşem bir ikili ama Run away Bridge da çok kötülerdi. Bir haftasonu da böyle geçti gitti dinlenemeden baş ağrıları ile. Bebelerim evde ben işte...